Denge sistemi, duyu verilerinin vestibüler sistem, proprioseptif sistem ve vizüel sistem aracılığıyla alınması, işlenmesi ve motor çıktılara dönüştürülmesi görevlerini gerçekleştirmektedir. Bu derlemede, son yıllarda vestibüler sistemi değerlendirmek amacıyla geliştirilen vestibüler testlere ilişkin literatüre ve bunların klinik kullanımına yönelik bir bakış sunmak amaçlanmaktadır.
Vestibüler patolojilerin ayırıcı tanısında anamnez ve fizik muayene gibi vestibüler testler de oldukça önemlidir. Teknolojideki ilerlemeler ile birlikte geliştirilen vestibüler test bataryaları vestibüler sistemin daha detaylı bir şekilde değerlendirilmesine olanak tanımıştır. Son yıllarda geliştirilen ve uygulanmaya başlanan vestibüler testler Fonksiyonel Baş İtme Testi (fHIT) ve Supresyon Baş İtme Paradigması (SHIMP)’dır.
Yaşlanma ile ilişkili işitme kaybı olarak da bilinen presbiakuzi insanın sosyal, psikolojik ve davranışsal durumlarını etkileyerek yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltmaktadır. Erkekleri daha sıklıkla etkileyen presbiakuzinin şiddeti yaş ilerledikçe artış göstermektedir. Gürültüye maruziyet, genetik faktörler, ototoksik ilaçların kullanımı ve oksidatif stres en çok üzerinde durulan etyolojik faktörler arasındadır. Presbiakuzide işitme kaybının şiddeti yaş, cinsiyet, genetik nedenler gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Presbiakuzinin bilinen kesin bir tedavisi olmadığı için korunma tedbirlerinin alınması en iyi stratejidir.
İleri ve çok ileri sensörinöral işitme kayıplı hastalarda işitmenin geri kazanımındaki ilk seçenek olan koklear implantasyon (Kİ) multidisipliner bir ekip ve aksamadan devam eden bir süreç gerektirir. Özellikli Kulak Burun Boğaz kliniklerinde uygulansa da klinik dışı disiplinlerden de destek alınır. Preve postoperatif basamakların her biri ayrı özen ve bilimsel yaklaşım gerektirmektedir. Bu derlemede yeterli ve aksamadan devam edecek bir koklear implant programını kurmak için gerekenler gözden geçirilmiştir.
Amaç: Kliniğimize periferik fasiyal paralizi (PFP) tanısıyla başvuran hastaların sosyodemografik ve tıbbi kayıtlarını sistematik bir şekilde analiz etmeyi amaçladık.
Materyal ve Metod: Ocak 2020 ile Aralık 2023 tarihleri arasında PFP tanısı alan ve kliniğimizde tedavi ve takip edilen hastaların sosyodemografik ve tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya 50 PFP tanılı hasta dahil edildi; santral fasiyal paralizisi olan hastalar ise çalışmaya alınmadı. Hastaların dosya kayıtlarından elde edilen veriler arasında demografik bilgiler, alışkanlıklar, etyolojik nedenler, komorbid durumlar, hastaneye başvuru zamanı, başvurulan mevsim, baskın semptom, House-Brackman skorlamaları ile ifade edilen paralizi derecesi, yüzün tutulan bölgesi, odyolojik bulgular, rekürrens durumları ve başvuru esnasındaki hematolojik ve kan glukoz sonuçları değerlendirildi.
Amaç: Bu çalışmanın amacı, orijinal adı LIFE-R (Listening Inventory For Education-Revised) olan envanterin Türkçe çeviri, adaptasyon ve geçerlilik-güvenirlik çalışmasını yaparak, ülkemize (Santral) İşitsel İşlemleme Bozukluğu’nun taramasında kullanılabilecek bir değerlendirme materyalini kazandırmaktır.
Amaç: Erken işitme kaybı tespiti ve müdahalesinin amacı, işitme güçlüğü çeken çocuklar için akranlarından geri kalmayacak şekilde dil gelişimini tamamlayabilmesi ve akademik başarısının olumsuz yönde etkilenmesini önlemektir. Bu nedenle son yıllarda uygulanan Tarama İşitsel Beyinsapı Cevapları (T-ABR) testi, yenidoğan işitme taramaları için altın standart olarak kabul edilir. Bu çalışmanın amacı, yeni doğan bebeklerin işitme taramalarında tarama ABR testinde kalan bebeklerin risk faktörleri ile ilişkisini ortaya koymaktır.
