Cinsellik yaşamın bir parçasıdır ve ömür boyu devam etmektedir. Buna rağmen dünya genelinde birçok çocuk ve genç aile içinde ya da okullarda kapsamlı cinsellik eğitiminden mahrum kalması nedeniyle, özellikle ergenlik döneminde cinsiyet ve ilişkiler hakkında kafa karıştırıcı ya da yanıltıcı bilgiler öğrenmektedir. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren kapsamlı bir cinsellik eğitimi (KCE) verilmesi gerekliliktir.
Nanolif yapılı ilaç taşıyıcı sistemleri, yüksek yüzey alanı/hacim oranları, ayarlanabilir gözeneklilikleri ve küçük moleküller, proteinler ve nükleik asitler de dahil olmak üzere çeşitli terapötik ajanları enkapsüle edebilme yetenekleri sayesinde kontrollü ve hedefli ilaç salımı için umut verici bir potansiyel sunmaktadır. Genellikle elektroeğirme yoluyla üretilen bu sistemler, ilaç salım kinetiği üzerinde hassas kontrol sağlayarak biyoyararlanımı artırır ve sistemik yan etkileri en aza indirir. Uygulamaları, transdermal, oral, oküler yollar gibi çeşitli alanlara uzanmaktadır.
Ani İşitme Kaybı (AİK), en az 30 dB işitme kaybı ile karakterize olup, üç ardışık frekansta görülür ve 72 saat içinde gelişir. AİK'nin %90'nında sebep tespit edilemez, ancak viral enfeksiyonlar, vasküler problemler ve otoimmün hastalıklar gibi nedenler araştırılmalıdır. Epidemiyolojik olarak, yıllık insidans 100.000 kişide 5-20 vakadır. Tedaviye erken başlamak kritiktir ve kortikosteroidler ilk tercih olarak kullanılır. İlerleyen tedavi seçenekleri arasında intratimpanik kortikosteroid enjeksiyonları ve post-auriküler steroid enjeksiyonları hiperbarik oksijen tedavisi ve bunların kombinasyonları yer almaktadır. Tedaviye hızlı başlamak, işitme kaybının geri dönüşü için önemlidir. Ayrıca AİK’nın tedavisinde kişiye özel yaklaşımlar önerilir. AİK'nin genetik ve moleküler biyolojik temelini anlamak için çalışmalar devam etmektedir.
Yapay zekanın (YZ) hem otoloji hem de kulak burun boğaz (KBB) alanlarına önemli yenilikler getirerek tetkik, teşhis, tedavi ve cerrahi planlama gibi konularda önemli gelişmelere yol açacağı görülmektedir. YZ destekli odyometriler objektif işitme testleri gerçekleştirerek insan yorumuna olan ihtiyacı azaltabilir ve sonuçların doğruluğunu artırabilir. YZ algoritmaları ilaç rejimlerini analiz edebilir ve önceden işitme kaybı olan hastalarda veya koklear implant uygulanacak hastalarda işitme hasarı riskini tahmin edebilir. YZ destekli görüntü analizi, BT veya MRI taramalarından otoskleroz, kemikçik zincir defektleri, endolenfatik hidropsun saptanması, beyindeki tinnitus lokalizasyonu ve kolesteatom gibi durumların teşhis edilmesine yüksek doğruluk oranları ile destek olabilmektedir. YZ işitme cihazı ayarlarını bireysel özelliklere göre optimize edebilir.
Bireylerin yeme davranışları duygusal ve sosyal birçok uyarandan etkilenmektedir. Yeme tutumu sadece fizyolojik bir gereksinim olmayıp yaşam boyu kurulan tüm sosyal ilişkiler ile ilgilidir. Üniversite öğrencileri alışageldikleri durumdan farklı bir hayata geçtiklerinde, kendilerini yalnız hissetme durumları yaşayabilir ve beraberinde yeme tutumları bu yalnızlıktan etkilenebilir. Bir vakıf üniversitesinde öğrenim gören 557 öğrenci çalışmaya katılmıştır. Veriler, Sosyal ve Duygusal Yalnızlık Ölçeği ve Yeme Tutum Testi kullanılarak, çevrimiçi toplanmıştır. Öğrencilerin sosyal ve duygusal yalnızlıkları ile yeme tutumları arasında pozitif yönde zayıf derecede anlamlı bir ilişkinin olduğu belirlendi. Bu durum öğrencilerin yalnız hissettiklerinde yeme tutumlarının etkilendiği göstermektedir. Üniversite öğrencilerinin kendilerini duygusal ve sosyal yönden yalnız hissetmelerine neden olan faktörlerin araştırılması ve yeme tutumlarının sağlıklı sürdürebilmesi için gerekli faaliyetlerin planlanması önerilmektedir.
Amaç: Günümüzde hazır ve paketli gıdaların yaygınlaşmasıyla birlikte gıda katkı maddelerinin kullanımı da hızla artmıştır. Tatlandırıcılar, renklendiriciler, koruyucular ve kıvam artırıcılar gibi birçok katkı maddesi, bireylerin günlük yaşamında kaçınılmaz hale gelmiştir. Sodyum benzoat ve potasyum sorbat ise özellikle gıda ve ilaç sanayisinde yaygın olarak kullanılan güçlü antimikrobiyal maddelerdir. Ancak, bu maddelerin bu kadar geniş çapta kullanımının insan sağlığı üzerindeki etkileri hakkında yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır. Bu belirsizlikler, sodyum benzoat ve potasyum sorbatın potansiyel zararlarını daha derinlemesine araştırma gereksinimini doğurmuştur. Bu çalışmanın amacı, sodyum benzoat ve potasyum sorbatın L929 fare fibroblast ve HOB insan osteoblast hücreleri üzerinde konsantrasyona bağlı olarak sitotoksik etkilerinin gösterilmesini amaçlamaktadır.
Derginizin 2024 yılı ilk sayısında yayımlanan ve Özkan tarafından hazırlanan “Milenyum Öncesi Travma Yönetiminde Yaşananlar-Houston Çalışması” isimli ilginç mektubu büyük bir ilgi ile okudum. Yazarı travma yönetiminde milat niteliğinde olan Houston Çalışmasını artıları ve eksileri ile özetleyen ve travma yönetiminde yaşanan bu majör değişim sürecini anlatan yazılarından dolayı tebrik ediyorum (1). Literatürde özellikle Prenses Diana olgusu özelinde de tartışılmış olan ve yazarında bahsettiği altın saatler kavramından bahsederek tartışmaya katkı sunmak istiyorum.
Altın saatler özellikle hastane öncesi için kullanılan ve hastalarını travmadan sonraki 60 dakika içinde ileri tıbbi destek tedavisine ulaşması gerekliliğini ifade etmektedir. Terminoloji ilk kez Adams Cowley tarafından kullanılmıştır.
Köprülü ve arkadaşlarının derginizin beşinci cilt ikinci sayısında yayınladığı “Sağlık Etki Değerlendirmesi (SED) Kavramı ve Türkiye Deneyimi” başlıklı çalışmayı ilgiyle okudum (Köprülü ve ark, 2024). SED, ülkemizde uygulanmaya başlayan önemli bir kavramdır. Yazarlara ülkemizde de uygulanmaya başlanmış olan sağlık etki değerlendirilmesi (SED)” kavramı ve ülkemizdeki durumunu tartışan ilginç yazılarından dolayı teşekkür ediyorum. Bununla birlikte çalışmanın tartışmasına katkı sunmak ve dergi okurlarina farkli bir perspektif kazandirmak adina infodemiyoloji kavramından bahsetmek istiyorum.
İnfodemioloji, internet ve diğer dijital platformlardaki veri akışını inceleyen ve bu verilerden sağlıkla ilgili davranışları ve eğilimleri anlamaya çalışan bir bilim dalıdır. Bu disiplin, hastalık salgınları gibi olaylarda, insanların internet arama alışkanlıkları, sosyal medya etkileşimleri ve diğer dijital izlerini analiz ederek hastalıkların yayılma hızı ve kapsamı hakkında önemli ipuçları sağlar.
Artificial intelligence (AI) is increasingly recognized for its transformative potential in healthcare, particularly in emergency medicine. The fast-paced, highstakes nature of emergency departments (EDs) demands rapid decision-making, often under significant time and resource constraints. AI-driven solutions have already demonstrated their ability to enhance diagnostic accuracy, improve triage processes, and optimize resource allocation in emergency settings. However, AI’s potential extends beyond clinical practice into the realm of medical education, where large language models (LLMs) may offer novel opportunities for training future emergency medicine professionals.
Recent advancements in AI have enabled the development of sophisticated diagnostic tools that can assist clinicians in managing critical patients more effectively.