Ruhsal bozukluğu olan bireylerde yeti yitimlerinin önlenmesi için son zamanlarda sıkça gündeme gelen kavram iyileşme (recovery) kavramıdır. Ruhsal bozukluğun yol açtığı birtakım sınırlılıklara rağmen “kişilerin tutumlarını, değerlerini, duygularını, hedeflerini, becerilerini ve/veya rollerini değiştirmeye yönelik kişisel, benzersiz bir süreç” olarak tanımlanan bu kavram günümüzde, ‘klinik iyileşme’ ve ‘kişisel iyileşme’ özelliklerine yönelik ayrı ayrı vurgular yapıldığı dikkat çekmektedir.
Çoğu kronik olan “bulaşıcı olmayan hastalıklar (BOH) her yıl 41 milyon insanın ölümünden sorumludur ve bu sayı tüm dünyadaki ölüm nedenlerinin %71’ini oluşturmaktadır. Türkiye’de ise 2020 yılında BOH’lardan kaynaklanan ölüm oranı %89 olup, kardiyovasküler hastalıklar (%36,8), tümörler (%18,4) ve solunum sistemi hastalıkları (%12,9) ölüm sebeplerinin ilk üçünü oluşturmaktadır. Yüksek ölüm oranları BOH’ları küresel bir endişe kaynağı haline getirmektedir.
Amaç: Bu çalışmanın amacı, unilateral ya da bilateral işitme cihazlarındaki direkt bağlantı özelliğinin gürültülü ortamlarda işitsel anlama becerilerine sağladığı faydayı araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 18-85 yaş aralığında, bilişsel, duyusal ve nörolojik bir problemi olmayan, orta dereceli sensörinöral tip işitme kaybına sahip 20 birey katıldı. Gürültülü ortama maruz bırakılmış işitme kayıplı bireylerin konuşmayı ayırt etme skorları direkt bağlantı özelliğine sahip unilateral veya bilateral işitme cihazları kullanma değişkenine göre karşılaştırıldı.
Amaç: Çin’in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve çok hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılan Covid-19 pandemisi, ölüm riski taşıması sebebiyle ciddi önlemler alınmasına neden olmuştur. Mevcut ilaçların virüsle mücadelede etkili olmamasından dolayı tüm dünyada kısa sürede aşı çalışmalarına başlanmıştır. Dünya genelinde günlük yaşamın ve alışkanlıkların değişimine sebep olan koronavirüsün genç yetişkinler üzerinde etkilerinin araştırılmasının amaçlandığı bu çalışmada, 18-31 yaş aralığındaki hedef grubun koronavirüs önlemlerine yaklaşımları ve koronavirüs aşısına karşı tutumları mercek altına alınmıştır.
Aim: As technology progresses further in medicine, intraoperative neuro-monitorization has become a powerful safety tool especially for thyroid surgeries. The effectiveness of intermittent or continuous intraoperative nerve monitorization (IONM) on reducing recurrent laryngeal nerve (RLN) palsy has been a highly debated issue to ensure that RLN does not get damaged regardless of the surgeon's experience level. In this prospective study we compared continuous intraoperative nerve monitoring (C-IONM) with intermittent intraoperative nerve monitoring (I-IONM) for prevention of iatrogenic RLN palsy due thyroidectomy.
Amaç: Fonsiyonel olarak ayak, koşma ve yürüme esnasında bir çok görev üstlenmekle beraber spor branşlarında önem arz etmektedir. Spor branşlarında farklı basış teknikleri ve farklı sportif hareketler ayağın normal basışını etkileyebilmektedir. Jimnastik sporcularının bacak bölgesi simetrikliğinin olduğu çalışmalarca gösterilmiştir, ayak basışıyla ilgili olarak da medial arklarının yüksek olduğu ve yaşa, spor yapma yılına bağlı olarak değişkenlik gösterebileceği bildirilmiştir. Bu çalışmanın amacı sağ dominant olup iki yılın üzerinde jimnastik sporu yapan sporcularda plantar basınç dağılımlarını statik ve dinamik pedobarografik ölçüm ile ortaya koyarak ayak basışları hakkında fikir yürütebilmektir.
Aim: In the literature, there are clinical and histopathological differences in elderly breast cancer patients compared to younger patients. In our study, we compared elderly breast cancer patients treated in our hospital with younger patients in terms of clinical and histopathological features. Material and Methods: In our study, the results of breast cancer patients treated between 01.01.2018 and 31.07.2021, Sancaktepe Martyr Prof. Dr. İlhan Varank Training and Research Hospital was evaluated retrospectively after the approval of the Ethics Committee dated 27/10/2021 and numbered 2021-1999. The clinical features, histopathological findings and surgical treatment methods of the patients were evaluated from their personal files. The patients were evaluated by dividing them into young and old patient groups, and 65 years was determined as the threshold value for the separation of young and old patients.
Anatomical variations of the brachial plexus are common. This study presents a case of brachial plexus detected during a cadaver dissection. During routine dissections at the Department of Anatomy, Faculty of Medicine, Istanbul Yeni Yüzyıl University, a variation in the formation and distribution of the left brachial plexus was found in a 74-year-old female cadaver. In this case, the roots of the C5 and C6 spinal nerves fuse to form the superior trunk.