Sarkopenik obezite prevalansı, özellikle yaşlanan bireyler arasında dünya çapında artış göstermektedir. İskelet kası kütlesi ve fonksiyonundaki azalma (sarkopeni) ve yağ kütlesindeki artış (obezite), kronik hastalıkların prognozunu kötüleştiren ve fiziksel sınırlamaların gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunan problemlerdir. Sarkopeni ve obezite olarak adlandırılan bu iki durumun kombinasyonu, olumsuz sağlık sorunlarının ortaya çıkma ihtimalini daha fazla arttıran önemli bir risk faktörüdür.
Sosyal damgalanma, ‘algılanan olumsuz özelliklerden kaynaklanan sosyal reddedilme’ şeklinde tanımlanabilir. Sosyal damgalanma, sosyal ve ruhsal süreçleri olumsuz yönde etkileyen ve istenmeyen sonuçları olan önemli bir konudur. COVID-19 Küresel Salgını dolayısıyla ortaya çıkan kaotik ortam, pek çok kişinin damgalanmasına neden olmuştur. Başta hastalar olmak üzere yaşlılar, yurtdışı seyahati yapanlar, sağlık çalışanları ve hatta bazı ülkeler/ milletler ile ünlüler bile sosyal damgalanmanın hedefi haline gelmiştir.
Cerrahinin ve ameliyathanenin gelişim sürecinin bilinmesi sağlıkta yapılacak araştırma geliştirme çalışmalarında ve geleceğin planlanmasında anahtar rol oynar. Özellikle anestezinin keşfi ve kullanımının yaygınlaşması cerrahinin de gelişmesini arkasından getirmiştir. Günümüz cerrahi uygulamalarına gelene dek bu konuda önemli merhaleler aşılmıştır. Özelikle laparoskopik cerrahinin ve robotik cerrahinin klinik kullanıma girmesi cerrahi branşlarda büyük atılımlara yol açmıştır. Son yıllarda yaşadığımız pandemi süreci de sağlık sektörürünün gelişen çevre koşullarına uyumun sağlanması açısından önemli bir süreç olmuştur.
Amaç: Bu çalışma LGBT Destekçi Kimlik Ölçeğinin Türkçe geçerlilik güvenirliğini yapmak için gerçekleştirildi.
Gereç ve Yöntem: 215 katılımcı ile gerçekleştirilen çalışmada K. Nicole Jones ve arkadaşları tarafından oluşturulun LGBT Destekçi Kimlik Ölçeği ve araştırmacılar tarafından hazırlanan 21 soruluk kişisel bilgi formu kullanıldı.
Amaç: Karbonmonoksit ,rengi olmayan,kokusuz,tatsız ve tahriş etmeyen bir gazdır ve karbon bazlı yakıtların yetersiz yanmasıyla oluşur.Karbonmonoksit zehirlenmesi ise önemli bir halk sağlı sorunudur ve tüm zehirlenme vakalarının %8-34 unu oluşturur.Bu çalışmanın amacı; yoğun bakımda karbonmonoksit zehirlenmesi ile takip ettiğimiz hastaların demografik,klinik ve tedavi özelliklerini karşılaştırmak,hastaların COHb,troponin I ve laktat düzeyleri ile klinik seyir ve sonuçları arasındaki ilişkiyi belirlemektir.
Amaç: Cıva, doğada doğal olarak bulunan, oda sıcaklığında buharlaşabilen ve yüksek toksisite gösteren bir ağır metaldir. Diş hekimliği alanında kullanılan cıvalı materyaller ve amalgam dolgular nedeniyle cıvanın toksikolojik ve ekolojik zararlarından söz edilmektedir. Bu araştırma kapsamında diş hekimlerinin diş hekimliği uygulamaları nedeniyle cıvaya maruziyetleri ve cıvaya maruziyetin önlenmesi için iş sağlığı ve güvenliği, çevre kontrol uygulamaları yolu ile alınacak tedbirlerin ortaya konulması amaçlanmıştır.
Schwannomlar periferik veya kranyal sinir kılıf hücrelerinden köken alan, çoğunlukla asemptomatik olan benign tümörlerdir. Ele gelen kitle veya insidentaloma gibi basıya bağlı semptomlar gösterebilen nadir ve yavaş büyüyen tümörlerdir. Sıklıkla baş, boyun ve ekstremitelerin fleksör yüzlerinde yerleşen Schwannom'un tanısı genellikle radyolojik görüntüleme bulguları ve patognomonik mikroskobik ve immünohistokimyasal özellikleri ile konulur. Burada karın yan duvarında ele gelen kitle şikayeti ile başvuran 31 yaşındaki kadın hastayı sunuyoruz.